Beş element teorisi, insanın makro kozmosun (evrenin) mikro bir örneği olduğunu, makro kozmos içinde var olan her geçisin, mikro kozmos için de geçerli olması gerektiğini savunmaktadır.
Zihin/ruh/beden üçlemesinden oluşan insanın içinde, evrende bulunan her şeyin bir parçası bulunduğu var sayılır. Hatta, var olan her şeyin, bütünün küçük bir modeli olduğu kabul görmektedir. Bir çiçeğin çok sayıda polene sahip olduğu gibi, bir tek polen de içinde, pek çok sayıda polene sahip olan bir çiçeği barındırmaktadır. Bir ağaç üstünde binlerce tohum içeren yüzlerce meyveye sahiptir ama, her tohumun içinde de binlerce tohuma sahip başka bir ağaç bulunmaktadır. Bu açıdan bakıldığında her ağaç, potansiyel bir orman, her çiçek bir limonluktur diyebiliriz.
Bu teoriye göre, gördüğümüz biçimler, uzun yasam yolu içinde bulunan, değişim dönüşüm istasyonlarda beklemekte olan varlıklardan başka bir şey değildir. Tohum toprağa girmeyi bekleyen bir bitkidir ilk gördüğümüzde. Daha sonra toprağa girer, biz onu artık görmeyiz ama, zamanı geldiğinde kırılıp parçalanacak ve filiz verecek bir varlık olduğunu biliriz daima. Sonra beklediğimiz oluşur. Ayni tohum, gelişme istasyonunda, büyüyüp serpilmeyi bekleyen bir filizdir artık. Bir sonraki istasyon, kendini başkalarının seçimine sunma istasyonudur. O artık bir sebzedir ve sonunun ne olacağı, kendisiyle ilgilenen bir başka varlığın seçimine bağlıdır. Ya yeniden çekirdekleri toplanıp toprağa girecektir ya da bir insan veya hayvanin kani içinde bir minerale, bir vitamine ya da daha başka bir şeye dönüşecektir. Bu böyle sürüp gider…
Teori, var olan her şeyin, başkalarını beslemek için var olduğunu savunur. Elbette, sırası geldiğinde, kendisi de başkaları tarafından beslenecektir. Bu anlamda baktığımızda, doğa içinde var olan varlıkların görevi, yasam alıp vermektir diyebiliriz. Yasam yalnızca madde değildir. Zihin, ruh, istek ve arzular, beklentiler/sunular, sorunlar/çözümler, kısaca var olan her şey bir arada yaşamı oluşturmaktadır.
Söz konusu olan beş element ten her biri ayrı bir bekleme istasyonunu temsil eder. Çin Kozmolojisine göre, yaşamın hareketi bir nehir üstünde devinip duran bir top gibidir. Ayni top, bazen bir rüzgarın etkisiyle hızlı devinirken (yang), yumuşak bir iklimde, salına salına gezinir (yin). Yin/yang devresi, karşıt güçler arasındaki gidiş gelişleri sembolize ederken, beş element teorisi, ayni güçlerin beş geçiş sürecini temsil etmektedir. Bir anlamda, beş element teorisi, olayların başlama, ilerleme, gelişme, yorulma ve sona erme sürecini temsil etmektedir. Yin/yang, aydınlık ve karanlığı anlatırken, beş element varlıklarda bu iki devre arasında oluşagelen sekil, karakter ve renk ayrımlarını etkilemektedir.
Beş elementin birbirleri arasında oluşagelen etkileşimler, bedenimizi hem içten hem de dıştan etkilemektedir. Günün saatleri, ayin günleri, yılın mevsimleri hep beş elementten birinin diğerlerine oranla daha baskın olmasından etkilenmektedir. Ayrıca her organ bir elementin etkisi altındadır.
Her insanın doğum yer ve zamanı farklıdır. Bati Astrolojisinde olduğu gibi, Çin Astrolojisinde de kişinin doğduğu zaman ve mekâna göre var olan elementlerden biri diğerlerine oranla daha baskın olacak ve o kişinin yaşamı içinde, deneyimlerini, alacağı kararları, seçimlerini ve ilişkilerini doğrudan etkileyecektir. Bununla birlikte, Çinliler, insanın doğumunu, rahme düşülen an olarak kabul ederler. İnsanın rahme düştüğü anin hatasız bilinmesi çok zor olduğundan, ilgili kişinin elementini saptayabilmek için teoriyi ve elementlerin etkilerini çok iyi anlamak gerekmektedir.
Geleneksel Çin tıbbında, bize öğretildiğinin aksine beşinci bir mevsim vardır. Bu öğretiye göre mevsimler aşağıdaki gibi sıralanır.
İlkbahar: Ağaç
Yaz: Ateş
Yaz Sonu: Toprak
Sonbahar: Metal
Kış: Su
Bu beş mevsimin her biri de ayrı bir element ile ilişkilendirilir. Bildiğiniz her mevsim doğa üzerinde farklı bir etki yaratırken, yazın sonlarına doğru doğada tatile girer.
Her elementin etkisi altında olan organlar ve fonksiyonları, fizik bedenimizde ortaya çıkabilecek olası sorunların hangi ana elementin bozulan dengesine bağlı olduğunu anlamamız için bu tablo bize bir sürü ip ucu verebilir…
Ağaç:
Gözler ve kaşlar
Tendon Bağları
Tırnaklar
Gözpınarları ve gözyaşı
Şakaklar
Penis
Klitoris
Ateş:
Dil
Dış Kulak
Atar ve Toplar Damarlar
Kan
Ter
Toprak:
Dudaklar
Ağız
Göz Kapakları
Kaslar
Tükürük
Lenfler
Metal:
Burun
Deri, cilt
Zarlar
Mukoza tabakaları
Mukoza Salgıları
Su:
Beyin
İlikler
Kemikler, Dizler, Bilekler
Omurilik
Kalçalar
Kulaklar, İç Kulaklar
Baş ve üreme organları tüyleri
Göz Bebekleri
Yumurtalıklar, testisler, anüs