Kendime her şeyin anlık tatmin olmadığını daha sık hatırlatmam gerekiyor.
Beklemekte bir güzellik var. Gelecek zamanı geldiğinde zaten burada olacak.
Dünyevi, manevi, iç benliğimizde, anılarımızda, kısaca her yerde yolculuğa daha sık çıkmamız gerekiyor ama bunun ne anlama geldiğini gerçekte ne sıklıkla somutlaştırıyoruz? Hayal etmenin bedenimizde, bilinçaltımız da ne gibi büyük değişimlere sebebiyet verdiğiniz biliyor muyuz? En güzel, en kolay, en sınırsız ve ucuz yolculuk hayal etmek değil mi? Hayal etmeyi olmayan günümüz ifadesiyle sanal olduğunu değil de hayal ettiğimiz zaman anı yaşamak, anı deneyimlemek ve gerçekliliğin bir başka versiyonu olarak göremez miyiz?
Kendimize şu soruyu soralım; özellikle günü yaşamak için dünyaya gelmişiz gibi davranmaya başlasaydık, tek bugünün önemi olsaydı, onu ne kadar farklı yaşardın?
Hayal et, önce manevi alemde onu somutlaştır ve sonra belki yaparsın ya da yapmak istemeye bilirsin ve başka bir hayale geçebilirsin. Sadece önemli olan tek soruyu kendine sormaktan vazgeçme bugün yaşadığım tek gün olsaydı ne yapardım?