20-21 Mart İlkbahar Ekinoksu (Nevruz/Eostre-Ostara)
İlkbahar ekinoksu yılda iki kez yaşanan gece-gündüz eşitliğinden biri olarak bize baharın gelişini ve kışın bitişini hatırlatır, yaz mevsiminin de ön habercisidir.
İlkbahar ekinoksu, güneş takviminde gün-tün eşitliği diye de bilinen özel bir zamanı belirtir. Özellikle Akdeniz kuşağı olarak bilinen ve bugünkü batı anlayışının temellerini de oluşturan kültür dairesi içinde ekinokslar tarihsel dönemler boyunca gözlemlenmiş ve çeşitli dini seremoniler bugünlerde gerçekleştirilmiştir. Tarım toplulukları yakıştırmasına karşın, ekinoks kutlamaları eski göçebe Türk toplumunda Orta Asya’dan beri süregelen bir gelenektir ve hepimizin yakından bildiği gibi “Nevruz” adı altında çeşitli törenler ve şenlikler düzenlenir.
“Nevruz” , “yeni gün” anlamına gelir ve eski takvimlerde yılbaşı olarak görülür, ayrıca bugün güneş zodyak kuşağının ilk burcu olan “koç” burcuna girer. Bazı araştırmacılarca “nevruz” kutlamalarının başlangıcı “Zerdüştlük”e atfedilse de, aslen Orta Asya’nın çok daha eskiye dayanan şamanik ve animistik sisteminde de ekinoks tarihlerinin önemli olduğunu görürüz. Örneğin günümüze değin neredeyse hiç değişmemiş olan Buryat şamanizminde ekinoks ve ay döngüleri ile bunun içerisinde yeralan ekinoks eşitliği büyük önem taşıyan bir gündür.
Kabul edilen eski Türk takviminde ilkbahar ekinoksu, yılbaşına denk düşer ve çeşitli Orta Asya Türk topluluklarında “Boz Ay” diye de adlandırılan “mart” ayının 4 Çarşambasıdır. Zira bu dört günün her birinde doğanın 4 elementi olan toprak, ateş, hava ve suyun uyandığı kabul edilir. Benzer şekilde, İrlanda kelt geleneğinde de ekinoks öncesi 4 sayısına verilen sembolizm üzerinden şenlikler yapılır ve amaç yine doğanın dört elementinin uyanmasını kutlamaktır. Burada ayrıca “tamamlanma” üzerinden ritüel anlamına odaklanmak da mümkündür.
Ekinoks, solar –güneşe ait- bir özellik taşısa da ay takvimiyle de doğrudan ilintilidir. Kuzey Avrupa’da Tötonik bir tanrıça olan Eostre, ilkbahar ekinoksuyla alakalıdır ve paskalya anlamına gelen “easter” kelimesinin kökeni bu tanrıçanın adına dayanır. Ayrıca hoş bir ayrıntı olarak, Mike Nichols bize dişilik hormonu olan östrojen/estrogen in adının da buradan geldiğini hatırlatır. Tanrıça Eostre ya da Ostara’nın sembolü tavşan ve yumurtadır. –yine paskalya sembolleri- Tavşan verimliliği ve bereketi temsil eder –belki direk doğayı gözlem yoluyla çok hızlı ürediği için!- ve yumurta da ekinoksa atfedilen eril ve dişil birleşmeden “yaşam” oluşturan, içinde hayatın özünü barındıran “kozmik yumurtadır”. Günümüzde yanlış olarak “bahar tanrıçası” gibi bir adla anılsa da Eostre aslen bir ay tanrıçasıdır ve şenliği de ekinoks civarına denk gelen dolunayda yapılır. Ekinoks ve dolunayın üç gün öncesi ve üç gün sonrasının kutsal oluşu, ayrıca yapılan şenliğin üç gün sürmesi yine ay takvimince ve ay döngüsünü uyarınca ayarlanır.
Sonuç itibariyle ilkbahar ekinoksu, gerek inanan kişilerce kutlanması gerek merak edenlerce araştırılması oldukça kapsamlı bir konudur. Bunların dışında en basitinden doğayla bağlantı kurmak veya doğal döngülerin farkındalığına erişerek benlik ve çevre hakkında fikir edinmek, bu bilgelik hakkında daha fazla fikir sahibi olmak için de oldukça iyi bir başlangıç sayılabilir, ne de olsa bahar ve ekinoks sonsuz başlangıç zamanıdır.
Ostara
Renkleri: Sarı ve açık yeşil tonları.
Sembolleri: Yumurta ve yabani tavşan.
Aktiviteleri: Tohum ekmek, uzun doğa yürüyüşlerine çıkmak, yumurta boyamak.
Yiyecekleri: Yeşil yapraklı sebzeler, süt ürünleri, balkabağı, ayçiçeği, çiçek yemekleri ve filizler.
Baharatları: Safran, zencefil ve tarçın.
Çiçekleri: Fulya, menekşe, zambak, nergis.
Tütsüleri: Yasemin, gül, çilek ve diğer bahar çiçekleri.
Taşları: Jasper, yeşim.
Kelt Paganizminde, genç tanrı, (Cernunnos) olgunlaşıp büyümektedir. Baharın gelişi tanrının büyümesiyle kutlanır. Ekinler ekilir. Yunan Paganizminde ise yeraltındaki Persephone’nin, annesi Demeter’e 6 aylığına geri döndüğü gündür. Demeter bu 6 ay boyunca dünyayı yeniden yeşertir.
İskandinav Paganizminde, Eostre adlı bahar ve şafak tanrıçası için kutlanan bir bayramdır, Ostara.
Eostre feminenliğin de tanrıçasıdır ve kadın hormonu “estrogen” (östrojen) sözcüğü bu tanrıçadan gelir. Eostre’nin kutsal hayvanı tavşandır ve yumurtaları bereketi temsil eder. Hristiyanlar kendi dinini getirince, sorun olmasın diye Ostara’yı “Paskalyaya” çevirmiş ve pagan inancını unutturmak için bu geleneği Hristiyanlaştırmıştır.
Tavşan verimliliği ve bereketi temsil eder (belki direk doğayı gözlem yoluyla çok hızlı ürediği için!) ve yumurta da ekinoksa atfedilen eril ve dişil birleşmeden “yaşam” oluşturan, içinde hayatın özünü barındıran “kozmik yumurtadır”. Gece ve gündüz, karanlık ve aydınlık, kadınsal ve erkekselliğin birlikte bir uyum içindedir. Yeni bir hayatın doğuş zamanıdır. Yalnızca bedenle toprağın değil aynı zamanda zihnin, umudun ve dileklerin de bereket bayramıdır. İlk tohumların geleneksel olarak ekildiği zamandır. Bu zamanda, yaşamımızda da gün ve gecede olduğu gibi bir dengeyi bulmaya çalışırız. Toprak nasıl ki yeniden doğuşu kutluyorsa, biz de aynı şeyi kişisel yaşamımızda yaşarız.
Ostara Ritüeli
Baharın gelişiyle güzel zamanların başlangıcı, hayatımız yeniden doğuşun ışığıyla kaplansın,Tanrıça Eoster bizi korusun,Ostara’mız kutlu olsun..
Seni çağırıyoruz, bizimle ol.
Astarte ! İsis ! Ceridwen ! Anahita !
Seni çağırıyoruz,
Bizimle ol
Baal ! Osiris ! Cernunnos ! Mithras !
Merhaba!
Persephone artık senin yanında kutsal anne (Demeter) ! Baharı tüm güzellikleriyle bize yansıt, kalplerimizi iyilik ve mutluluk ile doldur. Verimli doğumunu gerçekleştir, Yeşilliğin en tazeleri bizimle olsun. Doğunun (hava) ruhu bizi uyanık kıl. Batının (su) ruhu kontrolümüzü sağla. Güneyin (ateş) ruhu doğru nefes aldır. Kuzeyin (toprak) ruhu bilgeliğini ver. Bizi enerjinle yücelt.
Teşekkürler Eostre, GO RAIBH MAITH AGAIT (E-o-stra,gora ma-agit)
Teşekküler Tanrı ve Tanrıçalarım
NA DÉITHE,GO RAIBH MAITH AGAIBH! (Na Day-uh,gora ma-agiv)
Kutlu olsun!